Bu dizide insanlar, sokaktan geçenler, tarlada çalışanlar, konserde sıra bekleyenler, kameranın önünde kendi hayatının fon müziğini söylüyor. İşlenen tarzın öne çıkan sanatçılarıyla röportajlar, konserlerinden kesitler veya ekibin canlı olarak çektiği performanslar var. Ama odak noktası hep şarkının kendisi. Tarihsel ve sosyal bağlamı içerisinde şarkının nasıl oluştuğu anlatılıyor.
Muhalif müziği içeren “Başım Belada” adlı bölüm özel bir anlam taşıyor. “Hayatımızın Fon Müziği” 2007’de yayınlanmadan birkaç yıl önce Ahmet Kaya Kürtçe bir şarkı söylemeye kalkınca bir ulusal televizyon ödülü töreninden mobbing usulü dışarıya çıkarılıyor, bu olayın hemen sonrasında Türkiye’yi terke zorlanıyor. Sanatçı kısa bir süre sonra Paris’te sürgünde vefat ediyor. Aynı bölümde sol eğilimli Grup Yorum da yer alıyor. Grubun iki üyesi 2020 yılında bir açlık grevi sonucu öldü.
“Hayatımızın Fon Müziği” dizisi basında olumlu yankılar yarattı, yüksek reytinglere ulaştı, Türkiye televizyon tarihinde bir iz bıraktı.
Nedim Hazar Bora
Bahattin Demir
Ömer Özgüner
Naim Dilmener
Can Kozanoğlu
Serkan Seymen
NTV
NTV
Türk pop müziğinin en bilinen parçalarından biri olan “Kimler Geldi Kimler Geçti”, İngiliz Tony Hatch’in “If We Were Free” adlı parçasının Türkçe “aranjmanı”dır. 1960’lı ve 70’li yıllarda, Avrupa hitleri, özellikle de Fransız ve İtalyan pop müziğinden parçalar Türkçeye çevrildi. Böyle oluşan yeni tarza “aranjman” veya “hafif batı müziği” adı verildi. Bu tür etiketler, o zamanların tek yayın kurumu, devlet radyo ve televizyonu TRT’nin denetim kurulundan geçebilmek için hayati önem taşıyordu. Kurul sadece şarkı sözlerini değil, müziği de denetliyordu. Avrupai müzikle yerel öğeleri içeren karışımlar hoş görülmüyordu. Pop müziğinde Türkiye tınısının yakalanması bu nedenle uzun zaman aldı.
Bu bölümde efsanevi Pop divası Ajda Pekkan, Alpay, Seyyal Taner, Nükhet Duru veya Erol Evgin gibi Türk popunun mihenk taşları gündeme geliyor. Sezen Aksu veya Tarkan gibi sonraki kuşağın temsilcilerinin nir başka bölümde işlenmesi planlanmıştı, ama gerçekleşemedi.
Bülent Ortaçgil 1974’te yayınlanan “Benimle Oynar Mısın?” adlı albümüyle Türkiye’de kent ozanı tarzına ön ayak oldu. Yalnızlık, sorunlu aşk ilişkileri ve büyük kentte hayatı sorgulamak gibi konuları içeren kendi bestelerini kendisinin yorumlaması, daha önce Türkiye’de görülmemiş bir olguydu. Müziğin tınısı, duruşu ve temalar Anadolu’nın aşık geleceğine de benzemiyordu.
Ortaçgil ve kafa dengi bir başka müzisyen olan Fikret Kızılok, uzun süre ana akım müzik piyasasının dışında kaldılar. 1980’lı yılların başında Kadıköy’de kurdukları küçük bir müzik kulübü daha sonraki kuşağın müzik grupları ve sanatçıları için bir sıçrama tahtası haline geldi. Günümüzde de ara sıra rock festivallerine konuk sanatçı olarak katılan Bülent Ortaçgil, Türkiye müziğinin bir mihenk taşıdır.
Türkiye’de halk müziğinin yeri başkadır, Almanya’ya benzemez. Halk ozanları tarihte köylülerin toprak ağalarına karşı verdikleri mücadelenin önünde yer almışlardır. Halk müziği günümüzde Anadolu’nun küçük insanlarının fon müziğidir. “Kara Tren” parçasında olduğu gibi, gurbet, sılaya özlem gibi temaları da işler. Söz konusu türküyü 80’li yıllarda yorumlayan Alevi kökenli sanatçı Sabahat Akkiraz iki milyonu aşkın bir satışla star konumuna ulaştı.
Bu bölümde Sabahat Akkiraz, Arif Sağ, Yavuz Top, Kürt sanatçı Aynur, 2012’de vefat eden efsanevi Neşet Ertaş gibi sanatçılar portreleniyor. Bunların çoğu, devlet radyosunun resmi halk müziği bölümünün denetim kurulundan siyasi nedenlerle geçemeyen sanatçılardır.
Türkiye’de rock müziğinin ilk önemli hiti “Belki Bir Gün Hayattan” 1967 yılında Alman arka vokalistlerle Köln’de kaydedildi. Parçanın yorumcusu Cem Karaca, 13 yıl sonra 1980 askeri darbesi dolayısıyla yine Köln’de sürgüne gelmek zorunda kaldı. Karaca işçilerin sömrüsünü eleştiren parçalara yoğunlaşırken, rock müziğinin diğer öncüsü Barış Manço, Anadolu dağlarını anlatan apolitik parçalar yeğliyordu.
İkisi de artık hayatta değil. Geriye bıraktıkları mirası çok sayıda yeni kuşak rock grubu üstleniyor. Rock müziği Türkiye çok yaygındır. Asi ruhunu bu bölümde de yer alan, Duman, Mor ve Ötesi, Bulutsuzluk Özlemi, Teoman, Aylim Aslın, Erkin Koray, Athena ve Moğollar üstleniyor.
Yaşama veda eden Ahmet Kaya’nın 1990’lı yıllarda yayınladığı “Başım Belada” adlı hit, mecazi anlamda takibata uğrayan, tutuklanan, uzun yıllar hapis yatan ya da sürgün edilen, ama şarkıları herkes tarafından söylenen çok sayıda müzisyenin durumunu anlatıyor. Türkiye muhalif olan sanatçılara her zaman acımasızca davranmıştır. Mevcut hükümet istisna değildir.
Bunu, bu bölümde yer alan sanatçılar ve yakınları da doğruluyor: Şanar Yurdatapan, Selda Bağcan, Ferhat Tunç, Kaya’nın eşi Gülten Kaya, Zülfü Livaneli, Kardeş Türküler, Yeni Türkü vb. “Başım Belada” adlı bölüm sol eğilimli Grup Yorum’un Türkiye televizyonundaki ilk ve son performansını içeriyor. Hal müziğini kendi tarzında yorumlayan Ruhi Su’nun daha önce yayınlanmamış görüntüleri de var.